Ulusal Katkı Beyanı

Türkiye Cumhuriyeti Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı

Türkiye 2004 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 2009 yılında ise Kyoto Protokolü’ne taraf olmuştur. İklim değişikliği ile mücadele çabalarına ivme kazandırmak ve daha istekli hedefler koymak için, hazırlanan Paris Anlaşması, 12 Aralık 2015’te Fransa’nın Paris kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP21) 196 Taraf tarafından kabul edildi. Anlaşma, 4 Kasım 2016’da yürürlüğe girdi. Genel hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayileşme öncesi döneme göre 2°C’nin altında tutmak ve mümkünse 1,5 derece ile sınırlamak olan Paris Anlaşması, iklim değişikliği konusunda yasal olarak bağlayıcı bir uluslararası anlaşmadır.

Ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve görece kabiliyetler ilkesi gözönünde bulundurularak, Tarafların, küresel iklim eylemlerine mümkün olduğunca kendi çabaları doğrultusunda katkı sağlayacakları öngörülmüş ve bu kapsamda ülkelerin, Anlaşmanın azaltım, uyum, finans, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme konusundaki ana amacını gerçekleştirmek için yürüttükleri faaliyetleri içeren “Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC)” her 5 yılda bir BMİDÇS Sekreteryası’na sunmaları istenmiştir.

Eylül 2015’te Türkiye Cumhuriyeti, 1/CP.19 ve 1/CP.20 kararları uyarınca, Sözleşme’nin 2. Maddesinde belirtilen nihai amacına yönelik Niyet edilmiş ulusal katkı beyanını (INDC) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne sunmuştur. Paris Anlaşması çerçevesinde Türkiye, 2030 yılına kadar referans senaryoya göre %21’e kadar sera gazı azaltım hedefini belirledi. Ardından Türkiye, Paris Anlaşmasını 22 Nisan 2016’da imzaladı ve 7 Ekim 2021’de Meclis’ten geçirerek onayladı (07.11.2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı). Türkiye Paris Anlaşması’na taraf olduktan sonra niyet edilmiş ulusal katkı beyanı, niyet beyanı olmaktan çıkmış Türkiye’nin taahhüdü haline gelmiştir (NDC). Bütün BMİDÇS tarafları gibi Türkiye de bundan sonra beş yılda bir BMİDÇS Sekretaryası’na her seferinde daha iddialı azaltım hedefleri (ve isteğe bağlı olarak iklim değişikliğine uyum hedefleri) içerecek şekilde Ulusal Katkı Beyanı (NDC) sunmakla yükümlüdür.

Bu kapsamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğinde 16.12.2021 tarihinde başlayan “Türkiye’nin Sera Gazı Hedefinin Güncellenmesi ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisinin Hazırlanması Projesi” kapsamında NDC hazırlıkları başlamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 26. Taraflar Konferansı’nda Tarafların Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Paris Anlaşması’na ek olarak kabul ettiği Glasgow İklim Mutabakatı bağlamında Güncellenmiş Birinci revize Ulusal Katkı Beyanı’nı (NDC) 13 Nisan 2023 tarihinde sunmuştur.

Türkiye bu bildirim ile, 2012 yılının baz yıl (referans yılı) olarak kabul edildiği Birinci Ulusal Katkı Beyanı (ve Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nda) belirtilen referans senaryoya kıyasla, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonunu %41 azaltacağını (2030 yılında 695 Mt CO2 eşdeğeri) teyit etmektedir. Türkiye’nin güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı tüm ekonomiyi kapsamaktadır ve kapsamlı azaltım ve uyum eylemlerinin yanı sıra uygulama araçlarına yönelik değerlendirmeleri de içermektedir. Türkiye en geç 2038 yılında emisyonlarını tepe noktasına ulaştırma niyetindedir. Yeni azaltım hedefi, bilim ve eşitlik temelinde önemli ölçüde daha iddialı oluşu temsil etmektedir ve 2053’e kadar net sıfır hedefine ulaşmaya yönelik ileriye doğru atılan adımlardan biridir. Güncellenmiş bu NDC aynı zamanda Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı, hem bu Anlaşma’da hem de BMİDÇS’de yer alan “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve görece kabiliyetler” ilkesi ve Türkiye’nin BMİDÇS kapsamındaki özel durumlarını tanıyan ve “Türkiye’nin, Sözleşme’nin Ek I’inde yer alan diğer Taraflardan farklı durumda olduğunu onaylayan” 1/CP.16 kararı ile uyumlu olarak hayata geçirme niyetini kanıtlar niteliktedir.

Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı, Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, tarım, atık ve AKAKDO olmak üzere 7 temel sektörü ve bu sektörleri etkileyen alt sektörleri kapsayacak şekilde hazırlanmaktadır. Aynı referans senaryo üzerinden azaltım politikaları TIMES Makro modeli ile çalışılmıştır.  Türkiye’de ilk defa 7 sektör entegre bir model altında çalışılmıştır. Bu entegre model dünya genelinde ABD, İngiltere ve AB’nin yanı sıra bir de Türkiye de çalışılmaktadır.  Model ile tüm sektörlerin birbiri ile etkileşimleri, sinerjileri ve çakışmaları değerlendirilerek, Türkiye’nin 2030 sera gazı azaltım hedefi ve 2053 net sıfır emisyon hedefine giden yol haritası belirlenmektedir.

Bu süreçte veri toplama, varsayımları ve politikaları belirleme ve model sonuçlarını değerlendirme amaçlı tüm Bakanlıkların ve özel sektör birliklerinin yer aldığı 100’ü aşkın toplantı gerçekleştirilmiştir. İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu (İDUKK) iki defa, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı başkanlığında üst düzey İDUKK üyeleri bir defa toplanmış ayrıca çok sayıda geniş katılımlı toplantı, kurumlarla ve özel sektör birlikleriyle birebir toplantılar yapılarak sonuçlar, varsayımlar ve veriler değerlendirilmiştir.  

Türkiye’nin kalkınma politikaları, uluslararası gelişmeleri de dikkate alarak, ekonomik, sosyal ve çevresel konuları dengeli biçimde ele almak suretiyle sürdürülebilir kalkınmaya yönelik ilerleme kaydedilmesini amaçlamaktadır. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle, iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasındadır. Yeşil büyüme politikası izleyen Türkiye, özel koşulları ve ulusal yetkinlikleriyle, iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik küresel çabalara katkıda bulunmaktadır.

Türk hükümeti, net sıfır hedefini yerine getirmek üzere ekonomi genelinde yeni politika ve stratejilerden oluşan önemli ve sağlam bir paket uygulamaktadır. NDC ise uzun vadeli planlama ve sürdürülebilir kalkınma öncelikleri bağlamında hazırlanmıştır. İklim değişikliğiyle mücadele kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımını gerekli kıldığından, iklim değişikliğiyle mücadele politikaları Kalkınma Planı ile uyumlu olarak belirlenmektedir.

Süreç kapsayıcı, bilim ve veriye dayalı, sonuç odaklı olarak yürütülmüştür.

Türkiye’nin yeni 2030 hedefi, bu politika ve stratejilerin modellenen etkilerini temel almaktadır ve net sıfır hedefi ile uyumludur.