2053 Net-Sıfır Hedefi ve Türkiye’nin Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi
İklim Değişikliğinin olumsuz etkileri günümüzde belirgin bir şekilde hissedilmeye başlanmış ve aşırı sıcak hava dalgaları, ani ve şiddetli yağışlar, sel ve kuralık gibi aşırı iklim ve hava olaylarının hem bölgesel hem de küresel ölçekte meydana gelmesinde artış yaşanmıştır. Bu durumun temel sebebi, sanayi devrimi ile artan fosil yakıt kullanımı sonucu atmosfere salınan sera gazı emisyonlarındaki hızlı yükseliş olarak görülmektedir. Buna bağlı olarak ortalama küresel sıcaklık 1850 yılından 2020 yılına kadar yaklaşık olarak 1.1°C artarken, bu şekilde devam edilmesi halinde bu yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklık artışının 3°C’yi bulması beklenmektedir.
İklim değişikliği ile küresel bazda ortak mücadele edilmesi için 1992 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), 1997 yılında Kyoto Protokolü ve 2015 yılında Paris Anlaşması kabul edilmiştir. Paris Anlaşması ile, iklim değişikliği ile mücadelede paradigma değişikliğine gidilerek küresel sıcaklık artışının sınırlandırılmasına yönelik sayısal hedefler belirlenmiştir. Bu anlaşmaya 2023 yılı itibariyle 195 Taraf imzacı olmuştur. Anlaşma ile belirlenen küresel sıcaklık artışının 1.5 °C ile sınırlandırılması hedefine ulaşılabilmesi için, 2030 yılına kadar %45 emisyon azaltımının sağlanması ve yüzyıl ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşması gerektiği ifade edilmiştir. Anlaşmada aynı zamanda 2015 yılında sunulan Ulusal Katkı Beyanlarının 5 yılda bir güncellenmesini de taahhüt etmiştir. 2023 yılı itibariyle, BMİDÇS kayıtlara göre Paris Anlaşması’na taraf olan 195 Tarafın 153 tanesi ulusal katkı beyanlarını güncellemiş veya yeniden sunmuştur.
Türkiye, 2004 yılında taraf olduğu BMİDÇS’nin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi çerçevesinde hem sera gazı emisyonlarının azaltılması hem de iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlanması konularında çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olduğu, 21 Eylül 2021 tarihinde 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ise yeşil kalkınma devrimiyle bir bütün olarak 27 Eylül 2021 tarihinde açıklanmıştır. Bu gelişmeler akabinde Türkiye, 11 Kasım 2021 tarihinde Paris Anlaşmasına taraf olmuştur. Türkiye, iklim değişikliği ile mücadelede kararlığını hem net sıfır emisyon hedefi vererek hem de Paris Anlaşması’na taraf olarak da göstermiştir.
Paris Anlaşmasına taraf olması ile birlikte Türkiye, Ulusal Katkı Beyanının (NDC) güncellenmesi, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı ve 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisinin hazırlanması çalışmalarına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliği ile başlamıştır. Bu çerçevede 2015 yılında Referans Senaryoya kıyasla %21’e kadar azaltım olarak açıklanan ulusal azaltım hedefi, güncellenerek %41’e yükseltilmiş ve Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı 13 Nisan 2023 tarihinde BMİDÇS’ye sunulmuştur.
2053 Net Sıfır Hedefimizin açıklanmasını müteakip, ülkemizin iklim değişikliğine yönelik uzun dönemli yol haritasının yapı taşlarını tüm paydaşlarla belirlemek amacıyla Türkiye’nin ilk İklim Şurası 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmiştir. Şuraya kamu, özel sektör, üniversiteler, STK’lar ve öğrenciler dahil olmak üzere çeşitli paydaş gruplarından yaklaşık 5000 kişi katılmıştır. Şura sonrası 76’sının önceliklendirildiği toplam 217 tavsiye kararı ile Türkiye’nin uzun dönemli iklim değişikliği politikalarına yön veren bir yol haritası belirlenmiştir. Bu yol haritası, İklim Kanunu, NDC, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı ve Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi hazırlıkları için temel teşkil etmiştir.
12. Kalkınma Planında da (2024-2028) “Çevrenin Korunması” başlığı altında Paris Anlaşması ve Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde ulusal koşullar gözetilerek sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum eylemlerinin güçlendirilmesine ilişkin bir tedbir yer almaktadır. Diğer taraftan Orta Vadeli Program (OVP) 2024-2026’da “Yeşil Dönüşüm” başlığı altında “2053 net sıfır emisyon hedefi ve ulusal kalkınma öncelikleri doğrultusunda, sera gazı emisyon azaltımını destekleyen, iklim değişikliğine uyum kapasitesini artıran, rekabetçiliği ve verimliliği ön planda tutan, adil geçişi gözeten ve küresel finansman kaynaklarından azami düzeyde faydalanarak ulusal teşvik mekanizmalarını geliştiren bir yaklaşımla ülkemizin yeşil dönüşüm süreci hızlandırılacaktır” denilmiştir. 29/10/2021 tarihli 85 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Resmî Gazete 29/10/2021- 31643) ile “Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çalışmaları kapsamında ulusal ve uluslararası düzeyde politika, strateji ve eylemleri belirlemek, müzakere süreçlerini yürütmek, kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak” görevleri İklim Değişikliği Başkanlığı’na verilmiştir.
Aynı kararnameyle T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiştir. Eş zamanlı olarak, iklim değişikliği ile ilgili konularda ulusal koordinasyon görevini yürütmekte olan İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu (İDHYKK) yerini İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kuruluna (İDUKK)’na bırakmıştır.
Yeni yapılanmayla birlikte, İklim Şurası Kararları, 12. Kalkınma Planı ve OVP 2024-2026 çerçevesinde İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planının hazırlanmasına yönelik kararlar ve tedbirlerin gözetilmesi İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından üstlenilmiştir.
Bu kapsamda NDC çalışmalarının tamamlanmasından sonra, Türkiye’nin İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı’nı (2024-2030) hazırlıkları şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütülmüştür. Eylem Planı kapsamında enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, tarım, atık ile AKAKDO (Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık) olmak üzere 7 temel azaltım sektörü ve adil geçiş ve karbon fiyatlandırma mekanizmaları temalarında 2 yatay kesen alan yer almaktadır. Kapsayıcı ve veri temelli bir anlayışla yürütülen çalışmada, toplam 49 strateji ve 260 eylem ile sorumlu ve ilgili kurumlara yol haritası sunulmaktadır.
Türkiye Uzun Dönemli İklim Stratejisi çalışmalarını 2053 net-sıfır emisyon hedefi doğrultusunda düşük emisyonlu ve iklim dirençli kalkınma anlayışı ile sürdürmeye devam etmektedir.